CHAT HTML,MP3.GİF. FAZLASI - imkansızsın
          
  SEN HIÇ BILMEDIN

Sen..uzaktaki sevgili..
Gel.. yoruldum artık seni sensizlikte yaşamaktan
Oysa ne kadar yalnızsam ben o kadar seninleyim
Yaradılıştan beri en derinlerde saklıyordum seni
Kimseler ulaşamasın diye hala en derinlerde tutuyorum..
Bana saklıyorum seni…
Kimselerle paylaşamıyorum..
Her şeyin başında içinde ve sonundasın….
o kadar içimdesin ki..
o kadar benimsin ki..
Tüm varlığında ağ gibi sardın yüreğimi

Sen..uzaktaki sevgili.
Tüm şiirlerimi sana yazıyorum
Klavyeme tenin diye dokunuyorum
Seni çiziyorum satır aralarına
Seni çağırıyorum avaz avaz…
Duyuyor musun?

Kaç zamandır sana üşüyorum
Sana yanıyorum kaç aydır..
Sırılsıklamım aşkından
Yüzüm gözüm saçlarım oldun sen..
Her aynaya bakışımda seni görüyorum..
Yüreğim küle döndü artık..
Sana ne kadar ihtiyacım var
Görmüyor musun?

Sen... uzaktaki sevgili...
Seni içiyorum her sigaramda
Gözlerimde tütüyorsun.
Seni nasıl sevdiğimi bilmiyorsun..
Her gece seni uyuyorum
Her sabah sana uyanıyorum
ismin hala dudaklarımda mühürlü..
Bir gün ismini tüm dünyaya haykıracağım
Biliyor musun?
----------------------------------------------------------------------------------

_-----------------------------------------------------------------------------------

               SEN BILMIYORSUN

           BEN SENI SEVIYORUM

Gözlerin var senin hiç aklımdan çıkmayan,
Ellerin var sıcaklığını bir saniye bile yitirmediğim,
Dudakların var dokunmaya bile kıyamadığım,
Ve bir sürü engel var önümde bir türlü yenemediğim...

Ben senin beni sevmeni değil, bana gelmeni sevdim,
Beni bulmanı,sevdamın rengi olmanı sevdim


Şiirlerime baktımda biraz önce,
Hep seni sevdiğimi anlatmak istemişim onlarla,
Ne kadar başarılı olmuşum bilmiyorum..?
Hiç söylememişim açık açık sevdiğimi oysa
Hep ima etmişim şiirler boyunca,
     
SENİ SEVİYORUM 
     
Ben senin beni sevmeni değil, beni üzmeni sevdim,
Gidişinin ardından arkana dönüp bir el sallamanı
Gölgeni seyretmeyi, seni hayal etmeyi sevdim...

Sana zarar gelmesi, üzülmen, ağlaman ve dağlanması yüreğimin
İnanmıyorsun biliyorum ama üzülüyorum senden daha fazla
Acını hissediyorum anlamıyorsun,
Sevgi bu olsa gerek,
Sevmek hissetmektir,
dokunmak,
konuşmaktır,
söylemektir sevdiğini...
     
 SENİ SEVİYORUM 
     

Ben senin beni sevmeni değil, seni beklemeyi sevdim,
Bir günü bile ziyan etmeden bir saniye bile yeterdi yüzünü görsem
Sesini duysam ve belki ufak bir öpücük sevmeye dair...

Yorgun akşamların sonunda bile bekleyip gece yarılarını
Şiirler adıyorsam sana,
Uyku girmiyorsa gözüme ve hiç çıkmıyorsan aklımdan
Rüyalarım bile sana dairse birkaç saatlik uykularımda
Ben seni gerçekten seviyorum demekki...

Ve korkuyorum seni sevmekten,
Korkuyorum sana zarar vermekten,
Seni üzmekten, acı çektiğini görmekten korkuyorum,
Bir gün gitmenden, bir gün gidecek olmamdan korkuyorum.
Sen hiç sensiz kalmadın ki bilemezsin bu acıyı,
Yoruyor beynimi sorma bir lanet bir baş ağrısı, bir kırgınlık
Sabahlara kadar uykusuzluk ve yanımda hayalin...

Şimdi ben senden beni sevmeni isteyemem,
Öyle çok engel varki, öyle çok fırsat varki,
Öyle bir tezat var ki sevmelerimize dair.
Ben senin beni sevmeni değil, bir sesini duymanı,
Bir seni seviyorum mesajını sevdim...

Korkuyorum seni sevmekten,
Bir gülüşüne dünyaları değişmem,
Tek bir busene, gözlerinin kısılışına gülerken...
     
Sırtımda bir ağrı ki sorma,
Ölümümün yaklaştığını hissediyorum
Demekki bu ağrı sırf üzüntüden...

Geceleri de sevmeyeceğim artık yıldızlarıda
Seni benden esirgeyen o akşam üstlerinide sevmeyeceğim
Seni benden alan, kaçıran, ömrümü hüzne boğan
Pazartesiyide sevmeyeceğim artık Salıyıda
Cumartesiyide, Pazarıda
Taa ki seni geri verene kadar...

Öyle çok yaklaşıyorum ki sana söylemeye,
Dudağına ufak bir öpücükle en sevdiğim demeye,
Ellerinden yüreğine girmeye, seni hissetmeye,
Üzeceğimden korkuyorum sonra seni,
Sesinin titremesinden, uykularının bölünmesinden korkuyorum...

Öyle yakınsın ki oysa bana,
Nefesini hissediyorum ensemde...
Öyle uzaksın ki bana,
Nasıl anlatsam bilemiyorum...
     
 SENİ SEVİYORUM 
     
Söylememem gerekiyor biliyorum,ama susmuyor içim,
Defalarca tekrarlamak geliyor, binlerce, milyonlarca kez,
Oysa öyle uzaksın ki bir o kadar da yakın bana...

Ben senin beni sevmeni değil, seni beklemeyi,
Ben senin beni sevmeni değil, bana gelmeni sevdim...

Ağrıdıkça ağrıyor sırtım bilmiyorum neden?

Bir şiir yazıyorum, bir şiir daha mavi adına
İlk kez içinde mavi olmayan adını mektup koyuyorum.
Mektup olsun bu şiirin adı mektup tadında anlattıklarım için sana.
İlk kez bir şiirde yazdığım için seni sevdiğimi,
Bir ilki hatırlattığı için sana, bana...

Ağladıkça içerilerimde, göğsümün orta yerinde,
Fırtınalar kopuyor sanki,
Bir sesini duyunca haykırıyor kalbim, bir yüzünü görünce
Tutamıyorum yerinden çıkacak gibi sen bilmiyorsun...

Ben hissediyorum seni içimde,
En ufak üzüntünle sıkışıyor kalbim, başıma ağrılar giriyor
Ki sırtımın ağrısı tahmin edemeyeceğin boyutlara ulaşıyor
Sen bilmiyorsun, seninle yüreğimde ağlıyor,
Bilmiyorsun o dalga geçtiğin ölüm en yakın dostum benim!
     
Sen bilmiyorsun...

ben
  SENİ ÇOK SEVİYORUM..
 
-----------------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------------------------

                 BILIYORMUSUN

Kaç gecedir seni uyuyorum...

Seni uyanıyorum kaç sabahtır, bilmiyorsun!


İsmin hala dudaklarımda gizli,

Seni içiyorum sabah akşam

Kaç dumandır gözlerimde tütüyorsun.

Seni ağlıyorum kaç damladır, seni gülüyorum

Bilmiyorsun...



Hiç düşündün mü saçlarım neden böyle dağınık,

Neden gözlerim bu kadar parlak,

Ve seni neden seviyorum delicesine.

Kaç dalgadır seni vuruyor denizler, yüzüne

Kaç martıdır başımda dolaşıyorsun,

Kaç rüzgardır saçlarımda ellerin

Bilmiyorsun...



Kaç mızraptır seni vuruyorum tamburumun tellerine.

Kaç sestir sen ağlıyorsun göğsümde nağme nağme.

Kaç nefestir üflüyorum gözlerini neyime, bilmiyorsun.

Bilmiyorsun kaç şiirdir seni yazıyorum kalbime,

Seni çiziyorum kaç resimdir...

Seni çığırıyorum türkü türkü,

Bilmiyorsun...



Kaç kıştır seni üşüyorum.

Sana yanıyorum kaç yazdır, bilmiyorsun

Kaç buluttur ıslanıyorum aşkından.

Yüzüm sen, gözüm sen, saçım sen oldun

Kaç aynadır sen duruyorsun karşımda,

Kaç ormandır yanıyorsun yüreğimde,

Bilmiyorsun...



Güller gördüm kırlarda, kelebekler gördüm.

Kaç bahardır seni açtı çiçekler.

Sende uçtu bütün uğur böcekleri.

Seni tuttu balıkçılar,

Arılar seni koydu kovanlarına.

Kaç ülkedir seni gezdi göçmen kuşlar,

Bilmiyorsun...



Kaç plaktır muhayyerim, mahurum.

Kaç kadehtir sen dokunuyorsun dudaklarıma;

Seni içiyorum kaç şaraptır,

Kaç özlemdir özlüyorum kokunu.

Kaç vapurdur sen gidiyorsun içimden

Kaç Es’ tir bekliyorum, gelmiyorsun,

Bilmiyorsun...



Kaç ölüdür ölüyorum ardından,

Kaç mezardır gömüyorum aşkını, olmuyor.

Bilmiyorsun ceylan gözlüm, bilmiyorsun.

Seni neden sevdiğimi, nasıl sevdiğimi bilmiyorsun.


Kaç gecedir seni uyuyorum,

Seni uyanıyorum kaç sabahtır, bilmiyorsun,

Bilmiyorsun...

---------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------

        SANA AŞIK OLUYORUM
Yağmura verdim kendimi, tutuldum
Sevda sandım her bir damlacığını
Avuç avuç topladım damlacıkları
Sadece benimler sandım hepsini
Hiç bilmedim!
Bilemedim tutamadıklarımın,
Tutabildiklerimden daha fazla olduğunu
Maviydi düşlerim
Sarhoş olmuştum sağanaklığında
Gece boyu ışıksız kaldım
Şimşekler çakılırken bulutların arasından
Tüm ışıklarımı onlar sandım
Müptela olmuştum adeta
Islanmak için kuduruyordu duygularım
Yağmurla sevişmeye kasılmıştı kasıklarım
Sokakları yatak yorgan eyledim
Seviştim!
Yağmur içime işliyordu
Tenimde san ki, yârin elleri
Şimşekler aydınlatınca sokaklarımı
Gözlerimin kamaşmasıyla
Şubatın biri gibi duruyordu cemalin,
Hani bilirsin
Bana doğum günü hediyesiydin.
Hayatımda aldığım en değerli hediyemde sendin
İyice haşir naşir olmuştum yağmurla
Siper ettim göğüs kafesimi
Su göğsümün kasislerinde dalgalanıyordu
Öyle aşık olmuştum ki yağmura
Akan nehirler bastıramazdı susuzluğumu
Yağmur, bana seni hatırlattı
Sana da doyamamıştım hiçbir vakit
Sende,
Arzularımın kalkanına sertçe çarpıp gitmiştin
Yıkmıştın yüreğimin çeperlerini
Sınırlarımı koruyamamıştım sana karşı
Hatırlıyorum,
Parmak uçlarınla aralamıştın kapılarımı
Vurduğum onca kilitleri,
Tek bir dokunuşunla kırmıştın
Sana,
Gözlerine,
Ellerine,
Karşı koyamamıştım
Yağmurla sevişirken de
Yine sen aklımdaydın
Tenime değen her damla terin kokuyordu
Beni çıldırtmaya yetiyordu seni düşünmek
Onca ıslanmama rağmen
Üşümedim.
Toprak bereket kokuyordu
Bitkiler susamış suyun heyecanı ile uykuya dalmıştı
Bir ben vardım ayakta
Sabahı görür mü bu gecem?
Bilmiyorum,
Hiç de istemiyorum sabahı
Değmesin şimşeklerin ışıkları hariç
Hiçbir ışık göz bebeklerime
Senin bakışlarında keskindi
Şimşeklerde gözlerini görüyorum
Gözlerin gece fenerimdi
Beni yargıladığın zamanlar
Gözlerin veriyordu tüm kararları
Sen hep,
Yağmurun topraklara bereketler,
Bitkilere heyecan kattığı gibi
Öyle dolduruyordun boşluklarımı
Duygularımın en yoğun halindeyim
Saçlarımdan yanaklarıma devrilen
Her damlacığı dudaklarıma hapsetmek istiyorum
Gözlerimin ayyaş ucuyla
Islak saçlarımı ellerinle tarıyorum
Parmaklarım tıkır, tıkır işliyor bedenini
Ağlamak kadar gülmenin olduğu gibi
Gülmek kadar, ağlamakta var yaşamda
Düşen her damlada
Bir kat daha artıyor yüreğimin matemi
Belki de,
Duyguların en yoğun halini,
Özlemlerin en büyüğünü,
Sevdanın en zorunu istiyorum bu gece
Gökyüzü sonuna kadar aralamışken kapılarını
Bende yağan yağmurla
Önce toprağa karışmak
Can olup, can vermek tabiata,
Sonra da buharlaşıp
Göğün kapılarından içeri girmek istiyorum.
Üç kişiyiz,
Ben, yağmur ve sen varsın bu gecede
Madem baş başa kalmışız böyle
Geceyi nikah memuru,
Bulutları şahit,
Şimşekleri evet kabul ediyorum sözcüğü
Yağmurları da imza eğliyorum bu evliliğe
Duvağını akan sellerin içine bırakıyorum
Pembe hayalleri olan genç kızların
Evlilik heyecanı olsun diye
Islak saçlarını okşar,
Şimşeğin çakmasıyla yüzünü izler
Sonra da alnından öpüyorum.
Gülüşlerin değdiğinde gözlerimin içine
O zaman anlıyorum ki,
Yıllarca senin dilinden konuşmuş,
Senin gözlerinle görmüşüm hayatı
Yağ yağmur yağ!
Ben sana âşık oluyorum…
-----------------------------------------------------------

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
                     ÖLÜYORUM
Git gide azalıyor gücüm
Her bağrışımda yok oluyor nefesim
İçimde bir deniz kudurmuş çırpınıyorum
Arada bir kafamı çıkarıp görünüp gidiyorum

Bir ara sesini duyar gibi oluyorum
Sana varamadan daha çok batıyorum
Suların esiri oldum artık dayanamıyorum
Gel kurtar beni dibe çöküyorum

Suyun altında bile ecel teri döküyorum
Nefes almaya çalışıyor ama tıkanıyorum
Gözlerim yanmaya başladı açık tutamıyorum
Elvada!sevgilim ben artık ölüyorummmm

-----------------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------

Ayrılık

Bir günün akşamüstüydü beni bırakıp gittiğin gün batımında sağanak
şekilde yağan yağmurun sesi beni rahatlatırken
senin söylediklerinde kulaklarımda yankılanıyordu... Herkes yağmurun
keyfini sürerken sen beni terk etmiştin
ne çaresiz ne yalnız kalmıştım değil mi?? Oysa ne çok sevmişim seni,
kendimi yalan sözlerle avuturken nasılda aşık olmuşum sana... Şimdi
yoksun yanımda, unuttun belki beni bugün ayrılığımızın ilk günü ama sen
ne kadar da çabuk sildin beni ben yine boynu
bükük kaldım, artık yalan sözler avutmuyor beni, inandıramıyorum
kendimi her günün akşamüstü, her güneşin battığı vakit tekrar
yaşıyorum seni... Yalnızlığın bu kadar zor olduğunu hiç tahmin
edememiştim... Terk edilmenin mi yoksa yalnız kalmanın mı acısı vardı
içimde?? Şimdi kim dinleyecek beni? Kim tutacak ellerimden?? Hayata
nasıl tekrar tutunacağım?? Şimdi düşünüyorum da ben seni
bu kadar çok düşünürken sen beni hatırlıyor musun hiç?? Sen benim
beynimi bu kadar meşgul ederken ben senin aklına
Geliyor muyum? Eğer ki bir gün, bir an aklına gelirsem sana
söylediklerimi hatırla... ''Ben senin yalnızlığını paylaşmak istiyorum,
yaslanmak istediğinde bi omuz olabilmek, sıcak bir el uzatabilmek
istiyorum...'' Sonra istersen sil beni aklından
ama sıcak bir ele hasret kaldığında, her yağmurlu günde, kendini
çaresiz hissettiğin her anda hatırla beni hatırla ve düşün
ben kaybettiğim sen içinde bu kadar çok şey kazanmışken sende
kaybettiğin şu koca aşka yan.!

Ama her şeye rağmen mutlu ol ve kimsenin seni üzmesine izin verme
eğer ki gittiğin yolda bir gün tek kalırsan arkanı dön ve bak
işte orada ben varım...

Ayrılık

Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...

Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...

İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi
bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...

Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak
isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?

Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum.
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın...

Ayrıntı

Tozlu kutudan çıkan nesneler arasında bir kutu daha içinde bir adet resim
kağıdı hayat gibi mas mavi hayat gibi sim siyah 14 eylül sabahıymış bir
bulut çizmişim kağıda çok büyük kalbim gibi.ancak o bulutun içine bir tek
seni ve kendimi koymuşum.bu buluta o zaman baktığımda sanki mavi dünyamı
masmavi yapıyordu.aradan yıllar geçti,uzun zamanlar.araya aşklar girdi
pencereden bakan minik gözler girdi.ben bu süre içerisinde bir çok şey
öğrendim hayatın dıştan gözüktüğü gibi olmadığını kendi dünyamızı
başkalarına anlatırken ekran koruyucu koyup da anlattığımız mesela. Sevmeyi
anladım bazen aynı ekran koruyucularımızı kendimiz yaşarken içimizde de
kullandığımızı anladım. Sevdikleri insanların insanlara değer verdiklerini
anladım.sevmek kadar cesaretli olabiliyorsan sevdiğini söylemek kadar
cesaretli olmak zorunda olduğunun farkına vardım bir kez daha.seviyorsan
eğer senin sevdiğin insanın seni bir kelimeyle var edip bir kelimeyle yok
edebildiğini öğrendim.fakat öyle bir yanış yapmışım ki resmimde öylesine
doru bir ayrıntıyı atlamışım ki yüreğimde.unutmuşum.bulutların güneşi
kapattığını.şimdi bunun hesabını veriyorum. Herkese…


Bugün 14 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol